Son Dakika
Küresel ısınma hikayeden ibaret. Hep birlikte ne yapılmak isteniyor göreceğiz. Neden mi? “Albert Einstein’ın bir uyarısı ” Arıların varlığı insan için hayatî önem taşır. Günün birinde arılar yeryüzünden kaybolursa, bu, insan soyunun nihayet 4 yıllık ömrü kalmıştır, anlamına gelir. Zira arı olmayınca bitkiler arası döllenme durur. Bu olmayınca da geride ne bitki, ne hayvan kalır, ne de insan!. Wurzburg Üniversitesi’nden Prof. Joergen Tautz, Einstein’ın dediğini bizim anlayacağımız dile çevirmiş: ” Çiçek ve bitki türlerinin polenleri, tabiatın bu iş için şekillendirdiği arıların bacaklarındaki tüylere takılır. Ve 130 000 farklı bitki türüne konan arılar, bunların tohumlanmasını ve üremesini sağlar. Bir fikir vermek için söylüyorum: tek bir kovandaki arılar günde 1 milyon çiçeği dölleyebilir. Bu aşlama ve dölleme düzeni bozulursa önce bitkiler yok olur; sonra sırayla hayvanlar ve insanlar ” söylenmeyeni KONUŞULMAYANI ben söyleyeyim, oda şudur: ” aşılama ve dölleme düzeni bozulursa ” şu şu olur deniyor ama, asıl düzenin bozulamayacağının anlatılması gerekiyor. Çünkü düzen varsa, ‘’ düzeni koyan ‘’ Bu Kâinatı Yaratan İlahi ” Düzeni koyan ” Bir Yaratıcı vardır. Haliyle de düzeni ancak ‘’ kuran ‘’ bozar. Rabbimizin izni olmadan ne arı uçar, nede kırlarda çiçek açar.
İŞTE arıları korumak için yapabilecekleriniz;
1- Tarımsal üretimde kullanılan pestisitleri azaltmak, organik tarıma yönelmek.
2- Evlerde kullanılan böcek ilaçlarını azaltmak.
3- Park ve bahçelere arı dostu bitkiler dikmek. Avrupa’da birçok belediye bu konuda çalışmalar yapıyor, hem parkları arılara göre çiçeklendiriyor hem de şehir arıcılığını destekliyor.
4- Evde balkonlara arı dostu bitkiler ekmek. Bu aslında sandığımızdan kolay çünkü baharat olarak kullandığımız aromatik bitkilerin bir çoğu arıların da çok sevdiği bitkiler, nane, biberiye, fesleğen, lavanta… Hem nanenizi balkonunuzda yetiştirmiş olursunuz hem de arıların beslenmesine yardım etmiş olursunuz.
5- Ne yazık ki en sık karşılaştığımız problemlerden biri arılara duyulan korku. Şunu unutmamak lazım, çok fazla arı çeşidi var, gördüğümüz bütün arılar aynı değil ve özellikle bal arıları bizim dostumuz…
TÜRKİYE DÜNYADA İKİNCİ
TÜRKİYE, dünyada en fazla kovana sahip 2. ülke olmasına rağmen, artık konvansiyonel arıcılıkta geleneksel ve sürdürülebilir yöntemler kullanılmadığı için hem bal veriminde hem de arı nüfusunda düşüş söz konusu. Kireç, bu konuda “Türkiye’de arıcılık çok eskiden beri yapılan, bir takım geleneksel yöntemlerle devam eden hem bir hobi hem de bir meslek. Son yıllarda arıcılığa yoğun bir ilgi ve teşvik var. Türkiye genelinde kayıtlı 8 milyon civarı kovan bulunuyor. Çok şanslı bir ülkeyiz çünkü iklim özellikleri arıcılık için çok uygun ve ülkenin her yerinde arıcılık yapılabiliyor. Eskilerden kalan kadim bilgileri ve yöntemleri kullanarak koloni kayıplarını en aza indirmeyi, hatta belki de uzun vadede önleyebilmeyi umuyoruz” diyor.
ARILAR GERÇEKTEN YOK OLUYOR MU?
www.koyulhisar.com
Selim EFE
BENZER HABERLER