logo

Hafife Alınan Ancak Sonuçları Çok Ağır Olacak Bir Tehlike!

Dünyanın en aktif ve en önemli kırık hatları arasında yer alan faylarından biridir. Hafife Alınan Ancak Sonuçları Çok Ağır Olacak Bir Tehlike Kapımızda.

1

Geçtiğimiz günlerde Ulumescitte 4.8 büyüklüğünde bir depreme şahit olduk akabinde Tekirdağ’da da bir deprem oldu. Uzmanlar yine bizleri korkutan öngörülerde bulundular. Tekirdağ’daki 4.7 Marmara’da, 4. 8 de Bolu’da büyük bir depremin ayak izleri olabilirmiş. Gündem yoğun depremi unuttuk.

Bir gerçeği artık biliyoruz. Kısaca KAF ( Kuzey Anadolu Fay Hattı ) diye adlandırılan ve Dünya’nın en tehlikeli faylarından biri olan hat, Erzincan istikametinden itibaren kırıla kırıla batıya doğru ilerliyor. 

1939 Erzincan Depremi, 26-27 Aralık 1939 tarihinde Erzincan’da oluşan çok şiddetli yer sarsıntısıdır. Yüzey dalgası büyüklüğü 7,9 richter ölçeği’ne göre büyüklüğü 7,2 olan deprem sonucunda toplam 32.962 kişi hayatını kaybetmiş, yaklaşık 100.000 kişi de yaralanmıştır. Oluşan deprem neticesinde 116.720 bina yıkılmıştır. Dünyanın büyük depremleri arasında sayılan bu deprem Türkiye’nin en ciddi deprem felaketlerinden birisi olarak tarihe geçmiştir.

En son da 1999 yılı 17 Ağustos’unda İzmit’te enerjisini boşaltan bu fay, büyük maddi ve can kayıplarına yol açmıştı.

Acı hatıraları hafızalarımızda halâ canlı şekilde yaşayan 12 Kasım 1999 Depremi ise Düzce-Gölyaka’dan başlayan ve KAF’dan farklı bir yapıdaki fayın kırılması ile oluşmuştu.  7.2’lik bu deprem başta Düzce, Kaynaşlı olmak üzere  büyük tahribata sebep olmuş, yine can kayıpları yaşamıştık.

O günlere bir dönelim…Bir hatırlayalım… 17 Ağustos Depreminden kısa bir süre sonra meydana gelen12 Kasım 1999 Depremi adeta bağıra bağıra gelmişti. KAF hattında doktorasını yapan rahmetli Prof. Dr. Aykut Barka Hocamız 18 gün öncesinden bu depremi haber vermiş ve internet sitemizde ayrıca özel yer vermiştik. Aykut Barka hocamız gerçek bir bilim adamıydı. Hocamızı rahmetle anıyoruz.

Bir gerçeği artık biliyoruz. Kısaca KAF  Kuzey Anadolu Fay Hattını tanıyoruz ve biliyoruz. Ne gibi önlemler alıyoruz orasını bilmiyorum.

Depremini bekleyen bir şehirde yaşamak büyük sorumluluklar yüklüyor hepimize…

Tek çaremiz de; “bilimin, aklın ışığında hareket edip” depreme dayanıklı konutları çoğaltmak… Ondan sonrası tevekkül ve dua…

Maalesef bu konudaki “ihmalkârlığımız, beceriksizliğimiz” ne kadar çok ise, o kadar acı çekip yine üzüleceğiz…

İlçemizde resmi kurumlarımızın durumlarını hepimiz biliyoruz.

 

#

SENDE YORUM YAZ